Tuesday, July 20, 2010

RESİMSİZ

Satır başı yapabildim,aferin bana...Bu yazı eski yazılarım gibi resimsiz...Aklıma kitaplar ve bavulla bir kolaj yapmak geldi,vaz geçtim.Ne alaka diyebilirsiniz,ben de kelalaka derim ama olmaz,çünkü çok alaka...

Küçük yaşlardan beri kitap okurum,okumayı öğrenmeden evvel de annem ve babam okurlardı bana...Hatta bu iş ben okuyabildikten sonra bile devam etti.Neden derseniz,benim çocukluğum da, her kitap yeni yazıyla basılmamıştı daha.Hem annem hem de babam, doğal olarak eski türkçe biliyorlardı ve onlar da okumaya düşkünlerdi.Daha sonra Hasan Ali Yücel'in bizlere kazandırdığı, dünya klasikleri serisi basılmaya başlandı.Kitaplar alamıyacağımız kadar pahalı değildi,yine de hepsini almak imkansızdı.Ankarada hemen hemen her sokakta kırtasiye ve kitap satan bir dükkan ve bu dükkanların bir uygulaması vardı.Bir kitap parası avans verip,üye oluyordunuz,listeden kitap seçip, eve götürüyordunuz,okuyup bitirince onu verip yenisini alıyordunuz.Ben okul zamanı hafta sonlarında,az olmakla beraber,hafta içinde ve yaz tatillerinde,alıyordum kitapları.Kendi kendime bir okuma tekniği geliştirmiştim.sayfaya baktığım zaman kelime değil cümle görüyordum,sonraları cümleleri görür oldum.Doğal olarak çok süratli okuyordum,hala da öyleyimdir.Yaşlılık okumaya ayırdığım saatleri azalttı,göz yorgunluğu,zihin yorgunluğu diyebiliriz herhalde...

Dünyanın her ülkesinden,neredeyse her kentine kadar ,ilginç maceralar yaşadım,insanlar,yaşantılar tanıdım,bazı kitaplar yüzünden sokak sokak tanıdığım kentler oldu.Hatta o kentlerin yer altı kanallarını,katakomblarını,mağaralarını,kiliselerini,mahzenlerini tanıdım.Ne yazık ki sadece turneyle gittiğim Kıbrıs ve torunum doğduğu zaman gittiğim Lyon dan başka bir yer görmedim,bu seneye kadar.Bu yılbaşında Danimarka ve Arnavutluk macerası yaşadım,çok mutluyum.Bundan sonra,elimden geldiğince ve param yettiğince görmeyi çok istediğim yerlere gideceğim.Bizim meslekte garip bir olgu vardır.Çoğumuz diyemiyeceğim ama(dizilerden sonra hele, çok şey değişti)genelde çalışırken vaktimiz,diğer zamanlarda da paramız yoktur.İkisi bir arada olmaz...

Yaşım yetmiş dört,çok fazla şeye ihtiyacım yok,demektir ki,biraz çalışıp,biraz kzandığımla bir ülkeye gidip görüp,dönüp yine çalışıp,kendime böyle bir yol haritası çizebilirim...

Öyleyse,tutmayın beni,bundan sonra merak ettiğim bütün ülkeleri gezip,görüp,size de anlatacağım...Yooooo!yaşlısın,yorulursun,oralarda hasta olursun,gidemezsin,demeyin sakın...Her şeyin altından kalkabilirim ben.İnsanın isteyip te yapamıyacağı şey yoktur,yeter ki istemesini bilsin...Bundan sonra böyle...zamanım azalıyor,kıymetini bilmeliyim,yapmak istediklerimi artık ertelememeliyim...

No comments:

Post a Comment