Sunday, April 25, 2010

YAZIYA EKTİR!

Şimdi face baktım,Çiğdem bu gün çekilen fotoğrafı koymuş,çok güzel çıkmış,buraya taşımak istedim,beceremedim galiba...Baksanıza gelmemiş,nerelere gitti acaba?Belki günün birinde buluruz...Tekrar iyi geceler...

ALOOO!BURADA MISIN?

En son beş nisanda yazmışım.Tarihi görünce öyle utandım ki sormayın!Her sabah,akşam yazarım,şimdi işim var,her akşam sabah yazsam daha iyi olacak,dedim durdum.İnanın bu kadar gün geçtiğini hiç anlamadım...Antalyaya uçarken,Antalya Alanya arasında,Antalyadan Kemere giderken bi dolu fotoğraf çektim.Bir kısmı oldukça güzel.Becerebilirsem koyacağım.Daha evvel becerdin diyorsunuz,biliyorum.Sizin bilmediğiniz bir şey var,ben her sefer sanki hiç yapmamışım gibi,heyecanlanıyorum,elim ayağıma dolaşıyor.İlkleri seviyorum galiba,hiç bırakamıyorum...
Oyunumuzu seyredenler çok beyendiklerini söylüyorlar,çok gülünüyor ve final alkışı çok iyi...Bu sezon değişik sahnelerde oynuyoruz.Ekimde yeni sezona Caddebostan Kültür Merkezinde başlayacağız.Yarın Keşan dayız,fotoğraf çekerim yine...Salı günü Profilo Kültür Merkezinde oyunumuzun galası var.Bakalım nasıl geçicek,espriler her zamanki reaksiyonları alıcak mı,final alkışımız nasıl olacak?
Bugün Barış Manço Kültür Merkezinde on beş otuz matinesi vardı,oyun bitti,çok iyi bir alkış aldık.Oyundan sonra Bizim Çiğdem Tunç'u çok şaşırtan ve sevindiren biri geldi kulise...Tatilini geçiren ve Şırnakta görevde olan bir komutan.Çiğdemin face ten arkadaşıymış,dayıma benzettim,o da subaydı...Gencecik,güler yüzlü,gözlerinden zeka fışkıran bir komutan...Laf aramızda müthiş yakışıklıydı ayrıca...İftihar ettiğimiz Türk Ordusunun bir elemanı,Çiğdem çok mutlu oldu,ben de öyle,çok duygulandım ayrıca...Annemin babası,babam,dayım ve iki amcam hepsi subaydı.Ben de kendimi Türk Silahlı Kuvvetlerinin bir üyesi olarak görür ve bu durumla gurur duyarım.Oyundan sonra,iki saat kadar çay içip sohbet ettik,kısaca çok güzel bir gündü...
Bakalım yarın Keşan maceramız nasıl olacak,Sabah çok erken kalkmam lazım,onun için artık yatsam iyi olacak,size iyi geceler ve güzel rüyalar,tabi bana da!...

Monday, April 5, 2010

GÜNLER GECELER

Son zamanlarda tuhaf bir şekilde,sabah kalkıyorum,yapacağım işler bitmeden gece oluyor...Daha uyuyup,rüya göremeden,sabah oluyor...Ne dersiniz yaşlanmak böyle mi oluyor...Her şey çabucak tükeniyor...Sanki saatler ellerinizin arasından kayıp gidiyor...Belki de metabolizmanız yavaşladığı için,hiç bir şeyi zamanında yetiştiremiyorsunuz...
Günlerdir,bir koşuşturma içindeyim,iki satır yazı yazamadım,oysa çok hoşuma gidiyor yazmak.Okunup okunmadığını bilmiyorum,keyifle yazıyorum.Herkesin işi başından aşkın,her şeye zaman ayırmak,giderek zorlaşıyor.Galiba dünyanın dönme hızında bir değişiklik oldu,artık bizim bildiğimiz yirmidört saat yirmidört saat değil,giderek te hızla azalıyor.Veeee bizlerden saklanıyor...
Provalar bitti,oyunumuz başladı,çok beyenildiSon günlerin telaşı,giysi,pabuç,terlik,aksesuar alış verişi,dekora yerleştirilecek,ufak tefek objeler...Hepsi çok keyifli,heyecanlı işler...Oyun bitip de alkışlarımız salonda çınlayınca,ne yorgunluk kalıyor ne de uykusuzluk.O da neymiş demeyin,bir gece evvel saat dörtte eve gittim,onaltıda değil,dörtte,genel provamız vardı.Biraz heyecanlı,biraz gergin,biraz yorgun,yinede bol enerjili ve de bol kahkahalı bir genel prova...Benim için dünyadaki en güzel meslek,sevilmek,insanlarla iç içe olmak,onların dertlerini,neşelerini,problemlerini,değişik duygularını (bire bir olmamakla beraber)yaşamlarını paylaşıp,diğer insanlara aktarmak,inanılmaz,anlatılamaz bir duygu...Sözün kısası,yine çok mutluyum,inanın bana bu çok doğru bir tanı,Pollyannacılık oynamıyorum...
Bu pollyannacılık konusuna ilerde bir göz atarız,şimdi değil...Biraz üzüntülü,biraz hassas konulardır,zamanı gelir belki...
Gündüzler tamam da gecelerden hiç söz etmedik.Geceler uzun,TV.de polisiye seyret,biraz sudoku çöz(beyin idmanı),biraz internette dolaş,kim aramış,kim sormuş bak,daha sonra yatakta kitap okuma keyfini yaşa sonra uyku...Aaa ne çabuk sabah oldu,daha rüya bile görmedim.Güneş doğalı,bir bilemedin iki saat olmuştur,geceler hiç de sanıldığı gibi uzun değil,kısacık,üstelikte devamlı şekilde kısalıyor...Haberiniz ola dostlar...Duyduk,duymadık demeyin...