Friday, June 11, 2010

ZAMAN ve MEKAN

Sene 1961 yaz başlangıcı,Atlas Sinemasında Haldun Dormenin sahneye koyduğu Sokak Kızı İrma oynanıyor.Daha evvel İstiklal caddesinde değişik tiyatrolara gitmiştim.Sinemanın büyük sahnesinde,filmini gördümüz bir müzikal?İnanılır gibi değildi,benim için bir ilkti,zannedersem pek çok insan da aynı şeyi söyleyecektir,sorsanız.Aynı senenin sonbaharında,Hürriyet Gazetesinde Dormen Tiyatrosuna kursiyer alınacağına dair,bir yazı okudum.Bu arada yirmi yaşımdan beri Cumhuriyet Gazetesi okuduğumu söyleyebilirim.Hürriyeti,vapurda biri bırakmıştı,okumak için almıştım bende.Zaman böyle bir şey,bir önceki,ya da bir sonraki vapura binebilirdim,Mekan derseniz,vapurun alt kamarasına değil,üst balkona oturmuştum...
Sağdaki fotoğraf,Atlas Sinmasının bu günkü hali...

İlanı okuyunca doğru Tiyatroya gittim,ertesi gün sabah sabah,Haldun Bey bilmediğim bir teksten bir pasaj okuttu,bazı şeyler sordu ve ben kursa alındım.O sene iki oyun ve imrendiğim gibi bir müzikalde oynadım.Hepimiz Pariste,Şairin
Mektupları ve Pasifik Şarkısı...Veee Tiyatro hayatım devam etti...Aynı sene yaz başında bir de sinema filminde oynadım.Ateşli Kan böylece sinemaya da başlamış oldum.Biraz öz geçmiş gibi oldu ama kusura bakmayın-

.Arnavutluğa gitmeden önce İstiklal caddesinde dolaşırken eski mekanların yeni fotoğraflarını çekmiştim.Bu yazı oradan doğdu...
Altmışlı yılların sonu ve yetmişli yılların başı,Alkazar Sinemasını Tiyatro olarak değerlendirmiş olan Ayfer Feray Tiyatrosunda Yedi Kocalı Hürmüz oyunu.Yukardaki fotoğraf ,girişte kapının üzerinda duruyordu.Benim yanımda Ayfer Feray,Alev Sururi ve Kamuran Usluer vardı,oyun bittikten sonra resimlerimizi ayırıp bizlere verdiler,ne güzel bir hareket değil mi?Şimdi tekrar sinema olan Alkazar tamamen kapanmış,kimbilir yerine ne yapıcaklardır?Sağdaki fotoğraf Alkazarın şimdiki görüntüsü...



Diğer fotoğrafların hepsi Ses Tiyatrosu girişi...


Ses Haldun Dormenin,Altmış iki altmış üç se
zonunda restore ederek İstanbula ve İstiklal caddesine kazandırdığı,muhteşem bir mekandı.Zaman zaman o tiyatroda da değişik rollerde oynadım...









Seneler sonra aynı mekanı,tekrar restore eden Ferhan Şensoy Tiyatrosu oradadır ve umarım,uzun yıllar da orada kalır...Bu sıralarda tekrar restore edilecek,diye ilanlar asarak,mekandaki dükkanları boşaltarak,bir şeyler yapıyorlar...Anlayabilmiş değilim ben,Tiyatro kapısı bile pasajın içlerine çekilmiş,görülse de olur görülmese daha iyi olur anlamında bir şeyler yapılmış,Ellili yıllardan gelen İnci Pastanesi(profitirolu olağan üstüdür,başka hiç bir yerde öylesini yiyemezsiniz)İmza Kampanyası başlatmış,netice alınabilecek gibi durmuyor.






Evet zaman değişkendir,mekan da değişkendir,dolayısiyle kentler de değişkendir...Ama,Tiyatro,Sinema,

Opera binası,okullar,hastaneler,şu an aklıma gelmeyen bazı mekanlar,gerçekten sağlamlaştırılır...


Ama restore edeceğiz,diyip te kökten yıkılmazlar ,binayı yıkmasalar bile,mekanların içi değişiyor.O büyük görkemli salonlar,sahneler gidiyor,yerine küçük küçük çok sayıda sinema ve tiyatro salonları yapılıyor.Bence Sinema da Tiyatroda ve hele Opera büyük ve ihtişamlı

mekanlarda,daha keyifle seyrediliyor.


Veeee,biz oyuncular da gerçekten huşu duyuyoruz,o salonlarda...Ben yeni den yeni likten tarafım daima...Ama yurt dışındaki o binaları ve içlerini(internette bile olsa)görünce kıskanıyorum ve üzülüyorum.Ellili, altmışlı,yetmişli yıllarda olan Tiyatro,sinema,opera,konser salonları yok artık,olanlar da yavaş yavaş ufaltılarak yok ediliyor...Sayısı çoğaldı deniyor ama ne girdiğiniz zaman göz kamaştıran bir mekan ne de o mekanları dolduran insan kalabalığı yok ...Zaman derseniz,inanılmaz bir hızla tükeniyor,yarın giderim demiştim,bir baktım ki bir ay geçmiş üstünden,gibi anlamsız söylemlerle geçiyor...Zaman yetmiyor diyenlerden biri de benim...Bu yazı çoook uzun oldu,sıkılmadan okursunuz umarım,sevgiler...Daha iyi,çok daha iyi yarınlara...

No comments:

Post a Comment