Wednesday, June 30, 2010

İKİ HAFTA İKİ ADA

Geçen hafta Büyük Adaya arkadaşıma gittim.Arkadaşımı tanırsınız hepiniz,tiyatro oyuncusudur Meriç Başaran .O da hem sinema hem de dizilerde çok güzel roller oynamış,sanat tarihine ismini yazdırmıştır...Ferhan Şensoyun kurduğu Orta Oyuncular'da ve Tuncay Özinel Tiyatrosunda beraberdik ve dostluğumuz büyüyerek devam

ediyor.İlk resim Meriç'in bahçesinden görünen






Nizam Caddesi,seçebilirseniz payton geçiyordu ben resmi çekerken... Bir süre bahçede oturup lafladık,daha sonra sağda gördüğünüz çay bahçesine gittik,adanın o güzelim eşekleriyle tanıştık,onlarca fotoğraf çektim,Feliksle oynadık,çok mutluydu.(Feliks Meriçin köpeği)harika bir kız,çok sevecen,çok kuvvetli ama o denli kibar ve yumuşak davranışlı...Ama kazara Meriçe sataşıcak birine ne yapar bilemem ve onun yerinde olmak istemem doğrusu...Akşam üstü dönmek niyetindeydim,ada ve Meriçle beraberlik o kadar güzeldi ki akşam yemeğini de beraber geçirelim dedik ve dediğimizi yaptık.Diğer iki resim o yemekte çekildi,Feliks Meriçin elinden pilav yiyor,minicik bir serçe,bizim gibi karşı sahili seyrediyor.




Her güzel gün gibi o gün de bitti,akşam alacasında son resimleri
çekip,son yudumları içip,paytona atladığımız gibi iskeleye indik,ben vapura Meriç evine...

O hafta Tirandan ACA geldi,buradaki ofiste çalıştı,hafta sonu Ankaradan bir arkadaşı da bize misafir oldu.Pazar günü hep birlikte Heybeli Adaya gittik.Piknik yerine gittiğimizde ilk gördüğümüz yat yarışları oldu.Büyüteçle! bakarsanız görebilirsiniz
Hemen alana yerleşildi,oyunlar oynandı,resimler çekildi.biz salata

malzemesi ve ton balığı,meyve gibi pratik şeyler getirmiştik.
Bazı insanlar çeşitli etler getirmişler,kiralık mangallar vardı,onları yaktılar,ortalığı dumana boğdular.Çocuklarımla beraber olucam diye sevinirken,çoğu zaman biraz uzaktaki kafede oturmak zorunda kaldım.Annem dizisinden bana ufak bir hatıra kaldı.O büyük yangın sahnesinden beri en ufak bir duman ve yanık kokusu bile beni perişan ediyor.,sanki boğazım ve ses tellerim yırtılıyor,o denli acıyor...Her şeye rağmen çok güzel bir gündü.çok geç saatlere kadar oturduk,yürüdük, çocuklar bısikletle ben paytonla tur yaptık






Bizim aile soldan sağa Qunegond,Ayşen,ACA,Kiki,Se Se
,fotoğrafçı da bendeniz cennet kuşu...


Martılar,güvercinler ve serçeler,ayaklarımızın arasında dolaşıyorlar
İnsanlara o kadar alışmışlar,neredeyse gelip elimizden yiyecekler,

çok güzeller...


Akşam Ayşen ve ben yürüyerek iskeleye indik,çocuklar,kiralık bısikletleriyle ...Yolda gördüğüm o güzelim konaklardan biri...


Antalya,daha doğrusu güney gibi her yer begonvil...Adalara bayılıyorum...

Konağın yanındaki dev bir Manolya...



Sonunda Heybeliden de motorla ayrılıp evlerimize dönüyorduk ki... Güneşi batırdık...

Çok resim çektik...Çok keyiflendik...Çok güzel bir pazar geçirdik...

Darısı diğer hafta sonlarının başına...







Bu yazılar beni çok diri tutuyor,tüm yaşlılara tavsiye ederim,hem beynimi,hem duygularımı çalıştırıyor.Son zamanlarda bozulan türkçemiz de beni etkilemeye uğraşmaktan vaz geçiyor.
Aslını ararsanız,zaman zaman bayağı merak ediyorum.Benim türkçem de bozulmaya başladı mı,ben mi farketmiyorum,panik yaşıyabilirim yani...Neyse...Bu kadar...Şimdilik yani...







2 comments:

  1. Çok tatlısınız, hep yazın biz de zevkle okuyalım. Sizi okumak benim hayat enerjimi artırıyor. iyi ki sanal da olsa tanıdım sizi. Sevgiyle kalın...

    ReplyDelete
  2. Qunegondumuza erişemediğinizi öğrendim.son güne kadar ben de ulaşamıyordum.evvelsi gün ulaştım.İnternette en ortadaki yazım yerine www.qunegond.com yazın,çıkan seçeneklerden kunegondun penceresinden'e tıklayın,ben bu şekilde ulaştım...Sevgiler...

    ReplyDelete