Monday, February 8, 2010

ÖYLESİNE BİR PAZAR

Pazar sabahı Kadıköyden 202 numaralı otobüsle Mecidiyeköye gittik.Metroya binip 4 Leventde indik.Taksiye binip İstinyeparka ,sabahın onunda,kapılar açılır açılmaz girdik.Neden mi?Çünkü sabah 11 matinesinden başka hiç bir seansa bilet yoktu ve ailece seyredebilmek için başka günümüz yoktu.Neyimi seyredecektik AVATAR ı tabii ki...Altı kişi dördü bir sırada ikisi onun önündeki sırada ve salonun en yan tarafında oturduk.Üç saatlik bir film ve ara verilmedi...Ama bütün sıkıntılara,o güzelim Pazar kahvaltımızı yapamamış olmamıza rağmen,mutlu ayrıldık salondan.Büyük alış veriş merkezlerinde insanlar istediği gibi hareket ediyorlar.Ben Saray Muhallebicisinde tavuklu pilav yedim,çocuklar,ismini bilmediğim bir yerde çin yemeğine takıldılar...Kendinizi özgür hissediyorsunuz ama olan Pazar gününün birlikteliğine oluyor..Daha sonra kalabalığa karışıp,bilumum dükkanlara girildi,çıkıldı,oradaki otantik pazar gezildi ve akşam bulundu.
Ankaradan gelen kızım,gece dönecek olduğu için önce ,eve uğrayıp bavulları alındı sonra büyük kızımın evinde akşam yemeği,sohbet ve yine güzel bir film...Yani güzel olduğunu zannediyorum,çünkü devamlı şekilde uyuyup uyandım.Cumartesi sabah dörtte kalkıp altıda servise binip çekime gittim,gece bir buçuk gibi eve döndüm,biraz sohbet sonra yatak ve biraz kitap derken saat üç oldu,sabah sekizbuçukta kalktım.Ben uyumam da kim uyur,söylermisiniz?
Gece birde eve döndüm,soyun giyin,birbuçukta,güzel kızıma(iyi yolculuklar)telefonu,yine yatak ve yatakta kitap okuma seansı,kitap elde,gözde gözlük,ışık açık,deriiin bir uyku.....

No comments:

Post a Comment