Wednesday, December 29, 2010
BEN DE MR ÇEKTİRDİM
Sunday, December 26, 2010
HAREKETLİ BİR CUMARTESİ
Sahildeki çekimler devam ediyor...Benim de neşem devam ediyor tabi ki!
Yukarıya eve tırmanıyoruz,sıra buradaki çekimlerde...Kış gelmiş,çiçekler çimenler bitmiş,çalıların arasında kitap okuma keyfi...Deymen keyfime...
çok verimli bir ortamda,doğal yaşamımızdan sahnelermişcesine bir rahatlıkta çekildi ve bitti...
Bu yazı aslında gençlerimize bir teşekkür yazısıdır,okuyup okuyamıyacaklarını bilemem,önemli de değil hepsiyle öpüşüp karşılıklı teşekkürleştik...Bu teşekkür,Türk sinemasının bizden sonra gelen pırıl pırıl gençlerine olan güvenimin bir göstergesidir...
İstanbula doğru yola çıktık,benim saat sekizde seslendirmem vardı,Çocuklar beni Zincirlikuyuya stüdyoya götürdüler...Şileden İstanbula kuş gibi geldik,köprüye yaklaşırken trafik başladı...
Hem de ne trafik...
Yolun halini görüyor musunuz?İnanılır gibi değil...
Neyse beklerken konuşup,geç kalırmıyım acaba paniğine kapılmamaya çalışarak,arada fotoğraf çekerek,bir gidip bir durarak köprüye geldik .
yapıp eylendik kendi aramızda...
Belki zaman daha çabuk geçer
diye...
Nihayet Zincirlikuyuya ŞAFAK (B)
stüdyosuna geldik,beni getiren arkadaşa teşekkür edip içeri girdim,geç kalmamışız,hatta biraz erken bile geldim...
Biraz oturup dinlendim,bekleme odasında.
Orayı bilirsiniz belki,feyste ki resmim
orada çekilmiştir,kucağımda stüdyonun kedisiyle...

Ömre Bedel dizisinin altmışıncı bölümünde oynadığım sahnelerin seslendirmesini yaptık...İşim bittikten sonra biraz oturup lafladık, otuzuncu bölümden beri birbirimizi görmemiştik.

Stüdyonun hem içini,hem de içinden dışarısını çektim,hava karardıktan sonra içerden dışarıyı çekme işini çok sevdim...Çocuk gibi oynuyor ve neşeleniyorum...Neticede böyle hareketli ve güzel bir günün sonunda, ağzım kulaklarımda,mutlu ve mesut evimin yolunu tuttum...Çalışmak kadar güzel bir şey var mı?
orada çekilmiştir,kucağımda stüdyonun kedisiyle...
Ömre Bedel dizisinin altmışıncı bölümünde oynadığım sahnelerin seslendirmesini yaptık...İşim bittikten sonra biraz oturup lafladık, otuzuncu bölümden beri birbirimizi görmemiştik.
Stüdyonun hem içini,hem de içinden dışarısını çektim,hava karardıktan sonra içerden dışarıyı çekme işini çok sevdim...Çocuk gibi oynuyor ve neşeleniyorum...Neticede böyle hareketli ve güzel bir günün sonunda, ağzım kulaklarımda,mutlu ve mesut evimin yolunu tuttum...Çalışmak kadar güzel bir şey var mı?
Friday, December 24, 2010
24 ARALIK 2010
Daha pek çok fotoğraf çektim,evin değişik köşelerinden,başka yazılarda kullanırım belki de...Neyse bu yirmi dört aralığı da atlattım sayılır,daha gece var ama olsun,biraz polisiye dizi,Hanımın Çiftliği,bilmece ,yemek ,kitap, yatak derken sabah oluverir...Saat sekizde beni almıya gelicekler,altıda kalkmalıyım,yani gece en geç bir de yatmalıyım,bakalım becerebilecek miyim?Nereye gidip ,ne mi yapıcam?Şileye gidip, güzel bir kısa filmde oynayacağım.Evvet, yine bir öğrenci filmi,bayılıyorum o güzel çocuklarla çalışmaya,mesleğimizin yarınları onlar ve çok başarılılar ... Mutsuz başlanıp,mutlu biten bir günden sevgilerle...
Wednesday, December 15, 2010
ÖYLESİNE BİR MASAL
Bu arada aniden aklına martılar gelmiş,hemen camın kenarına koşmuş,yeniden beklemeye başlamış ...
Beklemiş,beklemiş,sağa dönmüş beklemiş,sola dönmüş beklemiş...
Nihayet çok sıkılmış ve acıkmış,mamasını yemeğe mutfağa gitmiş...Martılar onun gitmesini bekliyorlarmış...Hemen camın kenarına gelip,ekmekleri yemiye başlamışlar...Nenecik keyifle onları seyrediyor,buralarda deniz yok ne arıyorsunuz buralarda güzellerim benim diyormuş.
Martılar,hem ekmeklerini yiyor,hem de nenecikle konuşuyor,ona teşekkür ediyorlarmış..
O kadar neşelilermiş ki,nenecik çok sevinmiş,onları sevindiricek iyi bir şey yapabildim diye...Kediciğini kızdırmaya bile değermiş,martıların karnını doyurmak ve onları böyle mutlu görmek...
Bir yandan ekmeklerini yerken bir yandan da içeriyi gözlüyorlarmış...Kedicik geliyor mu,acaba nerelerdedir,diye...
Kanat çırparak,neneyle ve birbirleriyle şakalaşarak ekmeklerini bitirmişler...
Başlamış beklemeye...
Ne gelen var ne giden...Aaaaa!Bir de ne görsün,hani nerde ekmekler,bir tane bile yok!Küsmüş kendine,biraz daha beklesem nolurdu sanki diye...Nenecik oturduğu yerden seslenmiş,gel benim canımın içi demiş...Sen orada dursaydın martılar gelip o ekmekleri yiyemezlerdi,bu gece aç kalıp aç karnına uykuya yatarlardı,şimdi karınları tok ve keyifleri yerinde...Sana teşekkür ettiler,onları rahatsız etmediğin için ve sevgilerini ilettiler...Kedicikte çok mutlu olmuş...Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine...Gökten üç elmadan fazla düştü...Masalı okuyanlara...Afiyet olsun...
Sunday, December 12, 2010
PROVA SONRASI YÜRÜYÜŞ
Bu iki arkadaşta,caddede ve kaldırımda dolaşıyorlardı,aslında buraları bizim,sizin ne işiniz var ,der gibiydiler...O kadar rahattılar ki ...
Yolumun sonuna kadar biraz daha fotoğraf çektim,yine ağaçlar ve kuşlar...Derken bizim evin önüne geldim,bizi bahçemizin (on dört katlı üç apartmanın olduğu çok büyük bir bahçe)sakinlerinden bir kapıda karşıladı.Bacaklarıma sürünür,konuşur ve kolay kolay bırakmaz beni...
Gördüğünüz gibi,tekirlerin en güzelinden tombiş bir kız,bir de sevecen,bir de konuşkan,anlatılır gibi değil,görmek lazım...Eğer yakalıyabilirsem,birimizle cilveleşirken videoya çekicem,bakalım nasıl olacak,becerebilir miyim acaba?
Ne dersiniz,denemeye değer değil mi?Yeni maceralarda buluşmak üzere...
Subscribe to:
Comments (Atom)