Sunday, January 23, 2011

KISACIK

Dün ,sokağa çıkabildim nihayet Qunegondumla, çoook büyük bir işyapıp,altı katı!asansörle indim...Gözümü korkutan dış kapıya gelebilmek için ineceğim altı basamak vardı...İnanır mısınız,boşuna korkuyormuşum,yumuşak bir iniş yapıp,hatta sokağa çıkıp,ön koltuğa yığıldım...Caddebostana,deniz kenarına yürüyüşe gitmek üzere yolculuğumuz başladı...Daha Ethemefendi Caddesine gelemeden,trafik gözümüzü korkuttu,öğleden sonra böyleyse,dönüş,yani akşam üstü kimbilir nasıl olurdu...Yol yakınken vazcayıp bizim buralarda olan Koziye gidelim,alış veriş işini de halleder,yemek te yer döneriz,dedim.Kızıma da çok mantıklı geldi...Hemen yakında olmamıza rağmen yarım saatten fazla sürdü geri dönüşümüz,akıllılık etmişiz açıkçası bu tarafa dönmekle...Önce geç kalmış bir öğlen yemeği yedik Çiçek Izgarada ,isim tanıdık geldi bana,sonradan hatırladım,eskiden pek çok semtte şubesi olan temiz ve lezzetli ızgaralar yapan bir firmaydı...Yemekten sonra alt kata Migrosa giderken Pelitin önünden geçtik,daha doğrusu geçemedik,hemen içeriye girdik...Günlerdir hastane ve ev muhabbetinden nasıl bunalmışsam,ilaç gibi geldi bana...Bin kere çektiğim fotoğrafları çekmekten kurtulmuş olmanın keyfiyle,saçmaladık Cicikle...

Derken benim güzelim,masa üstündeki sahte çiçekten bir detay çekti...


Detaylara bayılır,biliyorsunuz...Net olmadı diye homurdandı ama(benim Cicik çok amatör çünkü)ben yine de buraya koydum...Bence çok güzel ...



Bu arada ben dururmuyum hiç,Ciciğin kılıfından bir detay da benden...


Bu daaa fırın sütlaçımın yenmekte oluşundan doğan küçük ve aptal bir detay...Çok güzel vakit geçirdik,saçma sapan, konuşup gülüştük,kahkahlarımız Koziyi çınlattı...Benim sesimle arkadaşlarım dalga geçerler zaten,sen Kadıköyden seslen,biz Taksimden duyarız,diye...
Migrosa da uğrayıp,benim sevgili bisküvilerimden,vs.den alıp eve döndük,çıktığımızda hava kararmıştı,uzunca bir süre dışarda kalmıştım yani...İlk çıkış için güzeldi,bundan sonraki çıkış,provaya gidiş olacak pazartesi günü...çok heyecanlıyım,ilk defa gibi...Zaten bizim mesleğimizdeki bu aşırı heyecan beni çok cezbedip ayakta tutuyor...Dünyanın en mutlu insanıyım,her şeye rağmen!

No comments:

Post a Comment