Thursday, January 20, 2011

ADINI MUTLULUK MU KOYDUK


Dün gece yine iyileşemiyeceğim kabusundan ve can sıkıntısından,yüz bininci kez oturduğum yerden,içeriyi ve dışarıyı pencereden gördüğüm şekliyle görüntüledim.Saat üç filandı artık yatmalıyım diyip,bir güzel ağrıyan yerlerime,ağrı ve ödem giderici kremlerimi sürüp,kalsiyumumu içip yattım.Aklımı ağrıdan ayıramadığım için kitap okuyamıyorum bu aralar yatakta sudokulara devam,sonunda uyumuşum... Sabah yine acıyla kalktım,ekmek arası hazırladım, inatla koltukdeğneğini bırakıp bastonla dolaşarak kahvemi yaptım ve salona taşıdım.O kahveyi içişimi görmeliydiniz.Yüzümde güller açtı sanki,kahvaltıdan sonra rutin ,işlemler,ilaçlar,Cumhuriyet okumalar,bilgisayarı açıp bakmalar filan güzeldi.Qunegondumla bir telefon görüşmesi sonucu,birden bire önce koltuk değneğini sonra bastonu bıraktım ve yürüdüm.Adım adım,yürümesini yeni öğrenen bir çocuk gibi...Veeee aynı bir çocuk gibi büyük bir mutluluk hissettim.Sık sık ayağa kalkıp yürüdüm ve pencereden baktım,evet gelişini yakalayıp,kapıyı açıp,bir tanemi ayakta karşıladım.Gözleri ışıldadı güzelimin,benim için dünyalara değerdi işte o ışıltı...Daha sonra bir arkadaşım mis gibi kokan zambaklar getirdi,mutluluk devam...Her sokağa çıkışımda mutlaka bir tatlı yerim,çoook uzun zamandır çıkmıyorum sanki sokağa,tatlı yemeği öyle bir özlemişim ki,söyleyiverdim.Canım benim acilen, bitter puding yapıverdi bana,mutluluk hala devam,onu perşembe toplantısına uğurlayıp, kapıya kadar geçirdim günlerdir ilk defa,mutluluk devam...Tuncay arayıp oyunla ilgili çok güzel bir havadis verdi,altta kalmadım ben de ona pazartesi,çok büyük bir ihtimalle provaya gidebileceğimi söyledim,o da çok mutlu oldu...Prova saatini sorunca, bana ne dedi biliyor musunuz?Ben gelir seni alırım dedi,mutluluk artarak devam... Benim güzel martılarım bugün beni hiç yalnız bırakmadılar,gidip gelip pencereden selam verdiler...Sabah çok erken saatlerde deniz kenarından geliyorlar,akşam olunca yavaş yavaş toplanıp yine denize dönüyorlar...Onları bu sefer yakalıyabildim zannediyorum,fotoğraflar küçükken göremiyorum.Yazı bitipte onları büyültebilince göreceğim,umarım doğru fotoğrafları koymuşumdur.Onların bu fotoğraflarını çekebilince de çok mutlu oldum...



Birinden biri gösteriyordur toplanmalarını diye üç fotoğraf koydum...Sığırcıklar çok güzel toplanırlar ama martılar büyük oldukları için çok farklı görünüyor toplanmaları,beni gerçekten mutlu ediyor bu arkadaşlıkları,birliktelikleri,uyumları...Aralarında bazen kargalar oluyor,onlarla da gayet uyum içindeler...Bir de bizi düşünün,hele bu aralar,neredeyse birbirimizin gözünü oyacağız,biraz doğadan ders alsak ya...



Neyse bugün yalnızca mutluluktan söz edecektim...Yine konuma dönüyorum,mutlu olmak aslında ne kadar kolaymış,ufacıkbir şeyden de mutlu olabilliyoruz...Bir şeyin kıymetini bilebilmek için kayıp etmemiz gerekmiyor aslında.Çoğu zaman farkında değiliz,ne kadar kıymetli şeylere sahibiz,Bu akşam yatıyorum,yarın sabah gençliğimden beri arkadaşlarımın hep söylediği Polyanna olarak ,neşeyle mutlu bir şekilde, ağzımda bir türkü keyifle kalkıyorum yataktan...


Gece oldu artık,birazdan Fatmagülün suçu ne 'yi seyredeceğim,pencereden karşıdaki çiçekçi güzelime iyi geceler diye el salladım.Hala çalışıyor,ne çalışkandır bizim İstanbulumuzun çiçekçileri ve nasıl da her zaman güler yüzlü ve mutludurlar...Mutluluk nedir diye düşündüm,belki de bizim bazı duygulara verdiğimiz bir isimdir sadece...Ama dünyanın en güzel duygularından biri bence... Mutluluk koymuşuz bu güzel duyguların adını...




No comments:

Post a Comment