Friday, August 27, 2010

YENİ BİR GÜN YENİ BİR HEYECAN

Bizim Sil Baştan adlı oyunumuzun genç yazarı Eray Yasin Işık aynı zamanda hayali,turnede çocuklar için yaptığı Karagöz Hacivat gösterisini izlemiştim.Çok güzeldi,çok genç olmasına rağmen on parmağında,on marifet denilen cinsten...

Sultanahmet Meydanında ramazan gösterilerinde yer alıyormuş,Tuncayla beraber onu seyretmiye gittik geçen gün...Uzun yıllardır araba vapuruna binmemiştim.Erayın önerisiyle yolculuk Haremde başladı,Sirkecide devam etti,sahilden yedikuleye geçtik...

Tuncayın Balıklı Rum Vakıf Hastanesinde yatan bir arkadaşını ziyaret ettik önce.Çok eski bir bina olmasına rağmen,inanılmayacak kadar bakımlı ve temiz.İşte hastane dediğin böyle olmalı dedirtiyor insana,bakım inanılmaz...


Senelerdir şehrin bu taraflarına hiç gelmemişim,görünce anladım,her şey çok değişmiş,olumlu ve olumsuz gelişmeler,görünümler var.İpin ucunu bayağı kaçırmışım...Tuncay olmasaydı yine de göremiyecektim buraları...




Arabadan çekebildiğim kadar fotoğraf çektim,bir kısmını siz de görüyorsunuz.Surlar restore edilmiş,çok görkemli duruyor,aslında burada arabayla değil,yüriyerek dolaşmak lazım,resim çekebilmek için.Pek çok şeyi kaçırdım doğal olarak,ilk fırsatta İstanbulda uzun süredir gitmediğim yerler,gezisi yapıp bol bol fotoğraf çekmeyi düşünüyorum.



Surların çoğu yerinde asırlık ağaçlar,ayrı bir görkem veriyor havaya...Turistler nereye bakacaklarını,nerenin fotoğrafını çekiceklerini şaşırıyorlar,çoğu zaman ellerinde makine bakakalıyorlar...




Erken bir akşam yemeği için Kumkapıya gidelim dedi Tuncay,sur içine girmedik,ben görmeyeli sahilde de lokantalar oluşmuş,onlardan birine oturup balık yedik.Yedi sekiz tane kadar birbirinden güzel birbirinden zeki ve kibar çocuklu büyüklü
kedicik vardı.Eray da Tuncay da benim gibi dost onlarla...Balıkları beraberce yedik,resimden de belli oluyor, o tertemiz taşları birazcık balıkladık,olsun cümbür cemaat çok mutlu bir saat yaşadık,mamalarımızı paylaştık,konuştuk,arkadaş olduk...





Sultanahmete gidebilmek için benim bilmediğim ara sokaklara daldık,çoğu yol kapatılmış,ramazan gösterileri için herhalde o arada evleri görüntülemiye çalıştım.Eski binalar olağan üstü güzel,evler bakımsız,otel yapılanlar bakımlı,bir açıdan kurtulmuş yani.O canım eski evlerin yanında özensiz zevksiz, yeni binalar acaip sırıtıyor.Niye sur içlerini koruyamamışız,nasıl kıymışta böylesine bozmuşuz,anlaşılır gibi değil.







O daracık sokaklarda,çok uzun süre kaldık,çift yönlü bir trafik,bir itiş kakış,ayrıca kamyonlar ve inanmıyacaksınız ama o hengamede bir de çöp kamyonu...Eray arabada bıraktı bizi gösteriye geç kalmamak için koşarak gitti.Biz biraz daha boğuştuktan sonra geri dönmenin ve bir başka gün gösteriyi izlemenin daha akıllıca olduğuna kartar verip dönüş yolculuğuna başladık.








Sirkeciden tekrar araba vapuruna binip Hareme geçip eve döndük.Aşağıda ki fotoğrafı vapurdan inerken çektim.Arabaların ışıkları bana çok ilginç geldiği için koydum buraya...










Cuma günü,Tuncayla ben,bu sefer farklı bir yoldan gelip Cağaloğlundan geçerek Sultanahmete rahatlıkla ulaştık,güzel bir sahne ve amfi yapılmış,önce çok az izleyici vardı,sonradan doldu.İlk olarak Eray çıktı sahneye ve muhteşem bir Meddah gösterisi sundu.Bu kadar genç bir arkadaştan bu kadar profesyonel,bu kadar güzel,bu kadar gerçek bir meddah beklemiyordum doğrusu...Böyle gençleri gördükçe inanın içim
umutla doluyor...Biraz daha oturduk ve herkesin yemeğe başladığı saatte bomboş yolların keyfini çıkararak evlerimize döndük.Cuma günü fotoğraf çekemedim ne yazık ki ,Erayı göstermek isterdim sizlere,başka bir zaman artık...Ne olduğunu anlamadığım bir tutukluk yaptı makine,bu gün bir bilen araştırıp öğrenmiye çalışmalıyım,bir daha elim boş kalmasın diye...




1 comment:

  1. Kunegond'un bloğundan zıplıyorum buraya. :)Keyifli bir gezi olmuş. Okumak da öyleydi. Teşekkürler..

    ReplyDelete