Tuesday, June 28, 2011

ÇOCUKCA BİR EYLENCE

Daha yol yorgunluğumuzu atmamıştık üzerimizden Cicik, bak bak gördünmü,deve tabanına misafir gelmiş,biz yokken,dedi...Gerçekten de bebeğiyle beyaz bir mantar gelmiş oturmuş toprağın üstüne,dallarla konuşup duruyor...Ne yapsam bilemedim,öylece bıraktım.



Üstteki ve bundan sonraki fotoğraflar,yolda çekildi hava alanından eve gelinceye kadar çok eylendik...Trafik yoğundu ve yol bitmek bilmiyordu ama biz hiç sıkılmadık... Eh İstanbul böyle,yapılıcak bişey yok.



Herbirinden yağlıboya tablo yapılabilir,şu güzelliğe,renklere ve uyuma bakın...Bunlar bizim icadımız değil,sadece saçma sapan bir şekilde Ciciği sallarken,kendiliğinden oluşuyor...




Cicikte bayılıyor sallanmaya,neredeyse kahkaha atıyor diyeceğim ve siz inanmıyacaksınız biliyorum...Ben hissedebiliyorum onun ne kadar eylendiğini ve mutlu olduğunu,çünkü ben de çocuklar gibiydim,içimden kahkahalar yükseliyordu...




Gökyüzünden bir yerlerden tül perdeler asılmış gibi sanki!Işıklardan bir salıncak,görünmeyen,daha doğrusu bizim göremediğimiz çocukları sallıyor sanki...






Güneş alaimisemaya teyel atıp onu tutturuyor,bir yerlere kaçıp gitmesin,hep gözümüzün önünde dursun diye...Yoksa uçup gidivericek,Güneşde yok,yağmurda yağmadı,peki nerden çıktı bu alaimisema?Nerden olucak?Çocuk Annecikle, Cicik yaptı tabi ki!






Bu fotoğraf yolculuğun en başından,akşamüstü çantam kucağımda,Entelköy rozeti çantamın üstünde parlıyor,çekimlerin son gecesi çok güzel geçmiş ve de çok keyifliyiz...



Servisle yola devam...İstikamet İzmir Adnan Menderes Hava Alanı ...Didimde otelden çıktık...


Sabah üç saatlik uykuyla kalktım,son çekimden sonra...Yolculuk için her şeyimiz hazırdı ,bizde Cicikle eylenmeye başladık.



Rengine bakıpta aldanmayın gece değil,korku filmi gibi olsun diye, perdeleri kapattık Cicikle,bu aklı da o verdi zaten bana...Hadi biraz gülelim dedi...



Amma şişman görünüyorum değil mi?Burada dört kilo aldım,İstanbuldaki gibi kilometrelerce yol yürümediğim için...Aslında elli kiloyım fazla sayılmaz,gençliğimden beri kemik ağırlığım yok benim,o yüzden kırkların üzerine çıktımmı şişko oluyorum...



Yeterince korkunç olmamış,fotoğraflar,Ciciğin üzerindeyken daha karanlık,daha korkunç ve ben de daha cadı gibi görünüyordum.Böylece anladık ki biz korku filmi filan çekemeyiz.Biz sadece çocuklar gibi eylenip güleriz,neşemize neşe katarız.İşte bu kadar, saat şaka maka derken iki buçuğa geliyor,yatmak lazım daha kitap keyfi yapılıcak,korkarım yine kitabın üstüne düşüp uyuyuvereceğim...Ön izlemede farkettim ki, hikayenin sonundan başlayıp başına gitmişim,ben adam olmam çocuklar,beynime sıra gelemeden ,ben harekete geçmiş oluyorum,organlarım ondan önce harekete geçiyor,hele dilim,evlere şenlik,boğaz dokuz bölümmüş ya benimkinde bölüm filan yok!İyi geceler,tatlı rüyalar...
















No comments:

Post a Comment