Friday, November 5, 2010

HAZAN ve HÜZÜN

Bu fotoğraf,sisli bir Kadıköy akşamında,güneş batmak üzereyken çekildi.Tabiki benim tarafımdan ve de Cicikle...Hazan ve hüzün ne kadar yakınlar gibi duruyorlar biribirlerine değil mi?A ve ü farkı var sadece,ayrıca duygusal açıdan bakınca da çok yakışıyorlar sanki,sonbaharda yaprakların dökülmesi,yaz çiçeklerinin seneye kadar veda etmesi,gök yüzünün durup durup ağlaması, hüznü çağrıştırmıyor mu sizce de? Her zaman gülen insanların gözünde ,zaman zaman hafif bir buğu oluşur,ağızları gülse bile,yüzlerindeki çizgiler ve gözleri gülmez,gülemez...İşte o zaman anlarsınız ,bu gözlerde gördüğünüz hüzündür,nasılsın diye sorduğunuzda çok iyiyim der ve gülümser,gözleri hala buğuludur.Çünkü gözler yalan söylemez...Çarşamba günü Beyoğlundaydım bir iş için , dönüşte Taksim Meydanından geçerken gözleri hüzün dolu,hiç konuşmayan biri dikkatimi çekti,öylece bakakaldım,yanında iki arkadaşı oturmuşlar,bakanlara karşı ilgisiz,sessiz,kimsesiz duruyorlar.Fotoğrafınızı çekebilirmiyim dedim,başıyla evet der gibi bir işaret verdi,gözlerindeki buğu çoğaldı,boynu bükük durakaldı...



Aslında bu günlerde benim gözlerim de biraz buğulu,çalışmadığım zamanlar,hep gülen gözlerim hüzünleniyor...



Bu iki fotoğraftaki sararmış yapraklar ve siste hüznün bir parçası sanki,neşeli olsaydım bu fotoğrafları bu açıdan görmezdim.Adım gibi biliyorum bir espri bulurdum,bulabilirdim ben ne yapıyorum?Sadece sisi ve sararan yaprakları görüyorum...Sadece onları yazıyorum...Yetmiş dört yıl çok uzun bir zaman dilimi,insan neler,görüyor,neler duyuyor,neler yaşıyor,neler yaşıyamıyor,neler istiyor,neler yapıyor,neler yapamıyor,neleri seviyor,nelerden nefret ediyor...Bu liste böyle uzayıp gider... Sisin ve evde oturmanın azizliğine uğradım bugün,yoksa sizinde bildiğiniz gibi ben genel olarak mutlu,neşeli ve hala umut edebilen bir insanım...Bir gün tüm insanlığın aklı başına gelicek ve o zaman çok daha güzel bir dünyaya kavuşacağız...El birliğiyle o güzel günler için uğraş verelim...Savaşalım...

No comments:

Post a Comment