Thursday, September 23, 2010

BEN YAPAMIYORUM ARTIK

Ethemefendi Caddesinde eskiden kalmış bir köşkün (şimdi o büyük bahçede koskocaman bir site var,köşk arada derede bir yerde kalmış,ama bu olay konumuzun dışında)bahçesinde,güzel bir kamerye bütün etrafı mor sarmaşıkla sarılmış,demir parmaklıklar ve oturulacak sıralar,neredeyse görünmüyor.mor sarmaşık haziranda açar ,temmuz başında yavaş yavaş biter.Ama bu sarmaşığın çiçekleri eylül başına kadar tek tük te olsa dervam ediyor.Ve beni hırsızlığa kışkırtıyor.


Bu fotoğrafta üstteki fotoğrafta aynı sarmaşıktan, aralarda bir kaç tane zayıflamış, mor salkım çiçeği hala üstünde duruyor,fotoğrafı büyütüp dikkatle bakarsanız görebilirsiniz.İçim gidiyor,şeytan diyorki (beş senedir diyor)bir kaç dal kes eve götür,bir ikisini saksıya dik,bir ikisini de suya koy.Bakalım hangisi kök verip tutacak...


Bunlarda bir başka bahçedeki sarmaşık benzeri bir ağaç,morumsu mavi,çok değişik bir renkte ve senenin dokuz ayı çiçekli bir ağaç...Her sonbahar kapıcı buduyor,küçücük kalıyor o sarmaşığımsı ağaç,daha bahar gelmeden,büyümeye başlıyor ve hemen çiçekleniyor.Fotoğrafları büyütürseniz,çiçekleri göreceksiniz.Bu eve taşınalı beş sene oldu,ilk gördüğüm günden beri,bu ağaçtan da bir kaç dal almak istiyorum.



Üretmek için tabiki,budanma zamanını bir türlü yakalıyamadım.Kapıcıya,budadığın zaman bana haber verebilir misin dedim,anlamadı bile,öyle baktı yüzüme...



Ben ,beş senedir çantamda makasla dolaşıyorum.Uygun bir fırsatta her iki ağaçtan da bir kaç dal çalmak için,yapamıyorum,çalamıyorum bir türlü.Her sefer bu gün uygun değil,başka bir gün diyorum ve o gün gelmiyor bir türlü...Mor Salkımında ,Morumsu mavi çiçekli sarmaşığında nasıl üretileceğini hiç bilemiyeceğim.Benim düşünceme göre ya suda ya da toprakta köklenmiyecek bitki yoktur...Çocukken ,anannemin bahçesinde meyve doluyken,komşu bahçedeki ağaçlardan meyve çalardık,Komşu teyzenin torunları da ,anannemin ağaçlarından çalarlardı.Ama o günler çooook gerilerde kaldı.Hem zaten kimse biz çocuklara kızmazdı...

Şimdi yapamıyorum işte ,dört beş dal çalamıyorum...Anladım ,evet nihayet anladım,ben büyümüşüm...





No comments:

Post a Comment