Thursday, March 18, 2010

SAP VE DE SAMAN

Tam yazmaya oturmuştum,ACA geldi.Günlerdir,Ömre Bedeldeki Fadime halayı seyretmek istiyordum.Üzerinize afiyet,ben oynadım da,üstelikte bu hala karadenizli,bakalım ne yapmışım,nasıl olmuş,görememiştim,bir türlü...
Yirmiyedinci bölümü şimdi bitirdim.Kendimi hiç beyenmedim,bir kere Annem dizisindeki Otçu teyzeden hiç farkım yok gibi,görüntü olarak yani...Nedense bu sefer değişememişim,şive derseniz,o da olmamış,kırk dokuz senelik oyunculuğum,uçup gitmiş...Oyunculuğa yeni başlamış bir amatör gibiydim,size bu eleştiri belki biraz insafsızca gelicek ama biz daha iyisini yapabilmek için,bazen kendimize karşı acımasız oluruz.Bu sefer seyrederken,olabildiğimce objektif baktım,evet ne yazık ki hiç olmamış...Diğer bölümleri seyredemiyeceğim...
Birkaç gündür koşturup duruyordum...Bu arada Kunegondla Ayşe Günaydının Cevizli Biberine de iki kere gittim.Çok şeker bir yer,sıcak ve samimi bir havası var,yaptıkları yemekler ve tatlılar inanılmaz derecede lezzetli,tadına baktığınız her şeyden hemen yemek istiyorsunuz...Bana kalırsa çok tutulacak,yer bulabilmek için,rezervasyon yaptırmak gerekicek,haklı çıkacakmışım gibi görünüyor...
Atatürk Caddesinden İnönü Caddesine çıkan ışıklar,iki geçişlidir ve genellikle sürprizlerle karşılaşırsınız.Geçen gün,yayalara yeşil yandı,arabalar durdu,ben geçmeye başladım,birinci otomobil hizada,geçtim,ikinci otomobil hizada,geçtim,tam adımımı atıyordum ki üçüncü otomobil bana baka baka,daha yeşil ışık sönmeden ağır ağır geçmeye başladı.Tabi ki zınk diye durdum,yol ortasında.O geçincye kadar kırmızı yandı,allahtan diğer otomobiller hareket etmediler de ben karşı kaldırıma sağ salim geçebildim.Şimdi diyeceksiniz ki ( eeee ne var,burası İstanbul,böyle bir olay ilk defa mı oluyor,yoksa sen hiç görmemişmiydin)yok canım,tabi ki çok sık oluyor.Beni şaşırtan bu otomobilin polis aracı olmasıydı,üstelik,siren çalmıyor vede son sürat gitmiyordu,yani sizin anlayacağınız iş üstünde değildi.Ben şaşırmıyayım da kim şaşırsın,söylermisiniz bana?
Genellikle provalar sırasında,çok koşuşturduğumuz,çok çalışıp,az uyuduğumuz için hep bir kaç kilo veririz.Bu sefer,yine çok koşuşturup,çok çalışıp,az uyuduğumuz halde,hepimiz bir iki kilo aldık galiba...E ne yapalım,Tuncay iki günde bir,nefis pizzalar getirtiyor molada,Çiğdem hemen her gün evde yapılmış poğaça ve kek getiriyor,yine molada yiyoruz,bendeniz tembel teneke iki üç günde bir,çikolata,bisküvi gibi lezzetli fakat yenmesede olur hatta daha iyi olur,türünden abur cuburlar getiriyorum,onları da yiyoruz molada...Başkası olsa milyonlarca kilo alır bizler çok sıkı koşuşturma içinde olduğumuzdan,bir iki kiloyla atlatıyoruz.Ayrıca da galiba iyi oluyor,çünkü son hafta öyle canımız çıkacak ki,aldığımız kilolarla beraber biraz da fazlası uçup gidecek...
Neyse gevezelik yeter,bu yazı gerçekten sap ve de saman oldu...Yine görüşürüz,şimdilik iyi geceler,güzel rüyalar...

No comments:

Post a Comment