Monday, April 5, 2010

GÜNLER GECELER

Son zamanlarda tuhaf bir şekilde,sabah kalkıyorum,yapacağım işler bitmeden gece oluyor...Daha uyuyup,rüya göremeden,sabah oluyor...Ne dersiniz yaşlanmak böyle mi oluyor...Her şey çabucak tükeniyor...Sanki saatler ellerinizin arasından kayıp gidiyor...Belki de metabolizmanız yavaşladığı için,hiç bir şeyi zamanında yetiştiremiyorsunuz...
Günlerdir,bir koşuşturma içindeyim,iki satır yazı yazamadım,oysa çok hoşuma gidiyor yazmak.Okunup okunmadığını bilmiyorum,keyifle yazıyorum.Herkesin işi başından aşkın,her şeye zaman ayırmak,giderek zorlaşıyor.Galiba dünyanın dönme hızında bir değişiklik oldu,artık bizim bildiğimiz yirmidört saat yirmidört saat değil,giderek te hızla azalıyor.Veeee bizlerden saklanıyor...
Provalar bitti,oyunumuz başladı,çok beyenildiSon günlerin telaşı,giysi,pabuç,terlik,aksesuar alış verişi,dekora yerleştirilecek,ufak tefek objeler...Hepsi çok keyifli,heyecanlı işler...Oyun bitip de alkışlarımız salonda çınlayınca,ne yorgunluk kalıyor ne de uykusuzluk.O da neymiş demeyin,bir gece evvel saat dörtte eve gittim,onaltıda değil,dörtte,genel provamız vardı.Biraz heyecanlı,biraz gergin,biraz yorgun,yinede bol enerjili ve de bol kahkahalı bir genel prova...Benim için dünyadaki en güzel meslek,sevilmek,insanlarla iç içe olmak,onların dertlerini,neşelerini,problemlerini,değişik duygularını (bire bir olmamakla beraber)yaşamlarını paylaşıp,diğer insanlara aktarmak,inanılmaz,anlatılamaz bir duygu...Sözün kısası,yine çok mutluyum,inanın bana bu çok doğru bir tanı,Pollyannacılık oynamıyorum...
Bu pollyannacılık konusuna ilerde bir göz atarız,şimdi değil...Biraz üzüntülü,biraz hassas konulardır,zamanı gelir belki...
Gündüzler tamam da gecelerden hiç söz etmedik.Geceler uzun,TV.de polisiye seyret,biraz sudoku çöz(beyin idmanı),biraz internette dolaş,kim aramış,kim sormuş bak,daha sonra yatakta kitap okuma keyfini yaşa sonra uyku...Aaa ne çabuk sabah oldu,daha rüya bile görmedim.Güneş doğalı,bir bilemedin iki saat olmuştur,geceler hiç de sanıldığı gibi uzun değil,kısacık,üstelikte devamlı şekilde kısalıyor...Haberiniz ola dostlar...Duyduk,duymadık demeyin...

2 comments:

  1. Annecik, sizin için yazmak nasıl bir keyifse benim için de sizi okumak aynı şekilde keyifli. Yüreğinizdeki tiyatro ateşi hiç sönmesin inşallah. Siz bakmayın yaşa başa, ruhunuz bizden genç. Keşke İstanbul'da yaşıyor olsaydım da sizi izlemeye gelebilseydim. Farzedin ki oyun gecesi salonda oturuyorum ve size alkışların en büyüğünü gönderiyorum.
    Çok yaşayın e mi, sevgiyle...

    ReplyDelete
  2. Nisanın on üçünde Alanya,on dördünde Kemerdeyiz,daha sonra belki mayıs ya da haziranda Antalyada olabiliriz,siz de seyredebilirsiniz.Sevgiler...

    ReplyDelete