Arabayı park ettik,daha içeriye giremeden,güvercinler el koydu,onları görmeden geçemezmişiz...
Gördüğünüz gibi,giriş çok sempatik,oyalanmayın,içeriye buyrun,neler var neler, diyor sanki bize...
Her yerde eski tahtalar,boncuklar,testi toprağından kap kacak,çiçek, ağaç,kabartma,heykeller,heykelimsiler...Bol miktarda ,çılgıncasına yayılmış vaziyette...Öyle iki saatte değil,günlerce gezilse yine de ay şunu ve şunları görmemiştim denebilecek konumda bir mekan...
Birde hemen her cins kuş ,kedi,köpek,paçalı tavuk,paçalı horoz,tavuslar ve diğerleri...
Ya o boncuklar,yollarda taşların arasında,testilerin üstünde,kabartmalarda,çiçeklerde,hiç kimseye,hiç bir şeye nazar deymez,deyemez,nazarın ödü patlar,haksızmıyım sizce...
Nereye bakacağımı tamamen şaşırmış vaziyetteyim,hediyelik bir şeyler almak istedim,bu kadar çok olunca,inanın seçemedim.
Şu bıcırıkların güzelliğine bakın,o kadar tatlılar ki...Bütün mekan onların,özgürce dolaşıyorlar,istedikleri her yerde...
Böyle bir yerde demli güzel çaylar içilmez mi?Bittabi ki içilir,bizler de gitmeden evvel çaylarımızı içip,sohbet ediyoruz...
Boncuk ustası,yerine gelince,ona uğramadan yapamadık.O ufacık yerde bir ocak var onun başında taşları ısıtıp,şekil veriyor,renkli taşları yanyana getirip,harikalar yaratıyor.Elindeki palaz zayıf doğmuş,büyükleri yaşamasın böyle diyip,öldürmeye çalışmışlar,ellerinden zor kurtarmış ustamız...Yoluk yoluk ama yaşıyor,ustanın bebeği gibi o iş yaparken kucağında sıcacık oturuyormuş...Şanslı da diyebilirsiniz,yaşadıklarından sonra şanssızda ...Bakış açısına bağlı galiba...
Artık kullanılmayan bir arabanın tekerlek aksamı,tavus kuşlarının ,paçalı tavukların,güvercinlerin dekoru olmuş...
Çıkışta kurumuş dallardan isabetli bir seçimle yapılmış,kadın heykeli bizi uğurladı,bunu saymayız gene gelin,şimdi güle güle gidin, dedi...
Biz de yola koyulduk,hava kapalıydı,benim beyaz bulutlarım çoğalmıştı,gezimiz daha bitmemişti...Eh bugün pazar tadını çıkartmak lazım...
Nereye bakacağımı tamamen şaşırmış vaziyetteyim,hediyelik bir şeyler almak istedim,bu kadar çok olunca,inanın seçemedim.
Şu bıcırıkların güzelliğine bakın,o kadar tatlılar ki...Bütün mekan onların,özgürce dolaşıyorlar,istedikleri her yerde...
Böyle bir yerde demli güzel çaylar içilmez mi?Bittabi ki içilir,bizler de gitmeden evvel çaylarımızı içip,sohbet ediyoruz...
Boncuk ustası,yerine gelince,ona uğramadan yapamadık.O ufacık yerde bir ocak var onun başında taşları ısıtıp,şekil veriyor,renkli taşları yanyana getirip,harikalar yaratıyor.Elindeki palaz zayıf doğmuş,büyükleri yaşamasın böyle diyip,öldürmeye çalışmışlar,ellerinden zor kurtarmış ustamız...Yoluk yoluk ama yaşıyor,ustanın bebeği gibi o iş yaparken kucağında sıcacık oturuyormuş...Şanslı da diyebilirsiniz,yaşadıklarından sonra şanssızda ...Bakış açısına bağlı galiba...
Artık kullanılmayan bir arabanın tekerlek aksamı,tavus kuşlarının ,paçalı tavukların,güvercinlerin dekoru olmuş...
Çıkışta kurumuş dallardan isabetli bir seçimle yapılmış,kadın heykeli bizi uğurladı,bunu saymayız gene gelin,şimdi güle güle gidin, dedi...
Biz de yola koyulduk,hava kapalıydı,benim beyaz bulutlarım çoğalmıştı,gezimiz daha bitmemişti...Eh bugün pazar tadını çıkartmak lazım...
No comments:
Post a Comment