Üç sene beklettikten sonra yeniden açan sevgili orkidemin ,ikinci çiçeği de açma hazırlığına başladı...Bana kalırsa evde ne çok sıkıldığımı,üzüldüğümü biliyor ve beni şımartmıya çalışıyor...Çarşamba provaya gittim,benim sahnem oyunun finalinde,oturup prova yapan arkadaşlarımı seyrettim,başladığımız günlerden ne kadar farklıydı,nasıl kaptırdım kendimi,anlatamam,soluksuz seyrettim,kıpırdamadan...Benim çalışmama sıra gelince iskemleden kalkamadım neredeyse,o kadar süre hareketsiz kalmamam lazımdı...Neticede ben prova yapamadım,bir arkadaşımız benim yerime çıkıp provanın aksamamasını sağladı...Eve döndüm,düşünmeye başladım...Perşembe sabahı kalktığımda,ikinci çiçekte açmıştı,öptüm sevdim,okşadım...Sevgi buydu işte,benim mutlu olmam için alel acele açmıştı çiçeğini...Seviyordu beni orkidem...Ben de tiyatroyu ve oyunu seviyordum...Yine düşünmeye başladım...
O gün bende Perihan vardı,bazı yapamadığım işlere yardımcı oluyor,iki senedir.Ondan önce her işimi kendim yapardım,güzel kızlarım kıyameti kopartıp,artık olmazlanıp,her işi sen yapamazsın diyip,elimi ağzımı bir güzel bağladılar...Neyse,çiçekleri düzeltirken kolu çarptı ve orkidenin çiçeği kırılıp yere düştü...O da çiçek severdir,nasıl üzüldü anlatamam size...Hemen bir bardağa iyi su koyduk içine de çiçeğimizi oturttuk,aklınızda olsun orkideniz varsa musluk suyu değil,iyi su vericeksiniz...Onun yapısına daha uygunmuş...
Öğlen yemeğimizi yerken,çiçeğimizi de ortamıza aldık ona bakarak yedik yemeğimizi...Kendi seçimi değildi,bizim masamızı süslemek,kendi dalında çok mutluydu...Ama bardakta durduğu için de üzülüp bize kızmadı...Tersine masamıza şeref verdi,keyifle yememizi sağladı...
Beni sevdiğini göstermek için cuma günü de bardakta canlı ve görkemli duruyordu karşımda...Kendi seçimi olmadığı halde...Cuma günü öğlen birde provamız vardı,ben gelirim demiştim,birden bire beynimde ve yüreğimde ziller çalmıya başladı,orkideye baktım,düşündüm,taşındım ve utandım...Oyunu,rolümü,tiyatroyu çok sevdiğim için egoistlik yapıyordum,hem kendimi,daha çok ta tiyatroyu ve oyunu riske sokuyordum.Ne hakkım var dedim.Biraz daha düşünüp kararımı verdim.Oynamıyacaktım,zamanlama uygundu,bu kararı alabilirdim. Oyun istenen güne yetişirdi...
Tuncay bana bırakmıştı seçimi,ben bir türlü karar veremiyordum...Nihayet önce Tuncayı,
Öğlen yemeğimizi yerken,çiçeğimizi de ortamıza aldık ona bakarak yedik yemeğimizi...Kendi seçimi değildi,bizim masamızı süslemek,kendi dalında çok mutluydu...Ama bardakta durduğu için de üzülüp bize kızmadı...Tersine masamıza şeref verdi,keyifle yememizi sağladı...
Beni sevdiğini göstermek için cuma günü de bardakta canlı ve görkemli duruyordu karşımda...Kendi seçimi olmadığı halde...Cuma günü öğlen birde provamız vardı,ben gelirim demiştim,birden bire beynimde ve yüreğimde ziller çalmıya başladı,orkideye baktım,düşündüm,taşındım ve utandım...Oyunu,rolümü,tiyatroyu çok sevdiğim için egoistlik yapıyordum,hem kendimi,daha çok ta tiyatroyu ve oyunu riske sokuyordum.Ne hakkım var dedim.Biraz daha düşünüp kararımı verdim.Oynamıyacaktım,zamanlama uygundu,bu kararı alabilirdim. Oyun istenen güne yetişirdi...
Tuncay bana bırakmıştı seçimi,ben bir türlü karar veremiyordum...Nihayet önce Tuncayı,
arkadan Ali Yaylıyı(yönetmenimiz)arayıp kararımı söyledim,bana kalırsa rahatladılar ikiside, senin sağlığın bizim için çok daha önemli ,dediler... Bu kararıma neden olanlara gelince,bir kere eskisi gibi değiliz,her zaman aynı salonda oynamıyoruz,her sahnenin girişi,çıkışı çok farklı,merdivenler,daracık yerlerden iniş çıkışlar,hatta bazı kulislerde tuvalet yokluğu...Artı kesinlikle turne yapılması gerekiyor,otobüsle,uçakla,gidilecek,biçimli biçimsiz yolculuklar yapılacak,ya tam sahneme sıra geldiğinde oynıyamıyacak kadar kötü olursam,ya oyunu aksatırsam,nasıl güvenebilirim,kendime güvenim sonsuz,başarırım dedim mi elimden gelenin en iyisini yapabilmeye çalışırım...Ama bu ödem gibi,saçma sapan bir takım aksiliklerden kaynaklanan,bacak ve kalça sorunu,ne zaman nasıl olacağına ben karar veremiyorum...Onların keyfine uymak zorundayım,daha kötü olmayıp,bir an evvel iyileşmek için...Bizler vücudumuzu çok iyi bilir ve tanırız,rahatsızlıklarını bize söylerler,iç organlarımız bile,yani neredeyse...Ama bu sefer benimkiler sinyal vermiyor,pat diye çok iyiyim,pat diye canım acıyor,şu iskemle de oturuyorum,bu iskemleyi beyenmiyor,on dakika fazla oturuyorum kızıyor,on dakika fazla yürüyorum yine kızıyor,yatmıyorum kızıyor,çok yatıyorum yine kızıyor...Neyse biz kavga dövüş anlaşıyoruz..Ama kendi seçimim olmasına, rağmen bu oyunda oynayamadığım için çok ama çok üzülüyorum...Bir an evvel iyileşip çalışmak istiyorum...Ekimde elli sene oluyor tiyatroya başlamam,haziranda elli yıl ouyor sinema maceralarım...Doyamadım daha çalışmaya,çalışmadan duramıyorum ben...Neyse içimi dökünce biraz rahatladım...Oyun başlasın beraberce gider seyrederiz ...UMARIM
orkidelerin akıbetine çok üzüldüm. içim gitti. lanet perihan.
ReplyDeleteSöyleme öyle...O da çok üzüldü...
ReplyDeleteYüreğinizin güzelliğine en içten sevgilerimi yolluyorum,iyi ki varsınız...
ReplyDeleteteşekkürler canım,o senin sıcak ve güzel bakışın...Sevgiler...
ReplyDelete